6 Şubat 2023 Pazartesi sabaha karşı gerçekleşen Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğündeki deprem, onu takip eden onlarca yüksek şiddetli artçı deprem ve öğlen saatlerinde yaşanan Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki deprem sonucunda AFAD’ın açıklamasına göre şu ana dek 2316 kişinin öldüğü, 12 bin 68 kişinin yaralandığı ve 5 bin 606 binanın yıkıldığı ifade ediliyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yurt genelinde yapılacağını ilan ettiği deprem tatbikatının üzerinden yalnızca üç ay geçti. 19 Ağustos 2020 tarihinde bugün depremin merkez üssü olan Kahramanmaraş için düzenlenen İl Afet Risk Azaltma Planı Tanıtım Toplantısı’nda Türkiye için Maraş’ın örnek il olacağını ilan eden Soylu’nun: “Yaklaşık 2019 yılı Mayıs ayından itibaren burada hummalı bir çalışma içindeyiz. Bu çalışma bizim için örnek ve pilot bir çalışmadır. (…) Kahramanmaraş’a en kısa sürede arama kurtarma birimimizi kuracağız.” deyişinin üzerinden de iki yıl altı ay gibi tedbir almak için yeterli bir zaman geçmesine rağmen, bakanın söylediği cümlelerin yalnızca süslü sözler olduğunu ve ortada hiçbir tedbirin olmadığını görebiliyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın sabah saatlerinde yaptığı ilk açıklamaya göre AFAD’ın 9 bin personelle arama kurtarma çalışmalarına dâhil olduğu ifade edildi. Bu sayının artacağı ifade dilmiş olsa da AFAD genel müdürü Orhan Tatar’ın gece saatlerinde yaptığı açıklamaya göre bu sayı ancak 10 bin 176’ya çıkabildi. Depremden etkilenen nüfusun on milyonun üzerinde olduğu ve alanın oldukça geniş olduğu düşünülecek olursa bu sayının yeterli olamayacağı anlaşılabilirdi. Ancak gece saatlerine gelmiş olmanıza rağmen hiçbir kurtarma ekibinin ulaşmadığı enkaz alanlarının olduğu haber ajanslarına da yansıyor. Bugüne değin toplanan tüm deprem vergilerine, kentsel dönüşüm söylencelerine ve süslü tanıtım toplantılarına rağmen bugün emekçi halkımız akraba ve komşularını kürek ve çıplak elle enkazdan kurtarmaya çalışmaktadır. Öte yandan AFAD devasa bütçesine rağmen, kurtarma ekiplerinin bir kısmının gönüllerden oluştuğunu ifade ediyor ve halktan mali yardım talebinde bulunuyor.
Hükümetin bugüne kadar yaptıkları afet anında yaptıklarının garantisi oldu. Veriler her geçen dakika eskirken, henüz hiçbir arama kurtarma ekibinin ve yardımın ulaştırılamadığı, çöken viyadük, köprü ve otoyolların dışında enkazdan ötürü kapanan yolların var olduğu biliniyor. On binlerce insanın yaşadığı pek çok yerleşim yerinde bir şekilde enkazın altında kalmayan insanlar şiddetli rüzgâr, yağmur ve kara karşı yapayalnız mücadele ediyorlar. İçinde bulunduğumuz saatler soğuk ve enkaza karşın yaşamların kurtarılabileceği altın değerinde saatler olmayı sürdürüyor.
Deprem bölgesinde yaşayan, acıyı yüreğinde hisseden on milyonlarca insanın daha fazla tahammülü yok.
Yaşanan afete karşı iki çok acil ihtiyaç söz konusu. Kurtarma ekiplerinin ihtiyaç duyulan her bölgeye ulaşması için gerekli teçhizatı sağlamak ve depremden etkilenen insanlarımızın soğuğa karşı korunmasını sağlamak. Bunun için hükümetin elindeki tüm imkânları seferber etmesi gerekir. Afetin ezici dramı ile karşı karşıya olsak da içinde bulunduğumuz durumda dâhi yapılabilecekler yapılanlardan daha fazladır.
Devletin elindeki tüm imkânlar seferber edilmelidir: Bunun için başta savunma bakanlığındakiler olmak üzere devletin elindeki tüm imkânların (arazi araçlarının, kışa dayanıklı ekipmanlarının, gıda, barınma ve sağlık ekipmanlarının) arama kurtarma uzmanları ve bölgeye gitmek için başvuruda bulunan maden işçilerinin kullanımına verilmesi gerekmektedir. Bölgeye hızla ulaşılarak canlar kurtarılmalı ve yaralılar sağlıklı hizmet alabilecekleri bölgelere ivedilikle yönlendirilmelidir. Maden işçileri başta olmak üzere arama kurtarma çalışmalarındaki uzmanların afet bölgesine yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Eldeki imkânlar içerisinde alınabilecek en acil önlem budur ve bu önlem çok sayıda canı kurtarabilir.
Emekçi halkımız yardım seferberliğine dahil olmayı sürdürmelidir: Depremin en yakıcı saatlerini yaşıyor olsak ve yardımların bölgeye hemen iletilmesi mümkün olmasa da geçen zaman ihtiyaçların azalacağı değil artacağı bir dönem olacaktır. Bunun için depremden etkilenen halk için sendikalar ve emek örgütleri tarafından yayınlanan ihtiyaç listesinin tedarik edilmesi önümüzdeki günlerde de hayati önemini koruyacaktır. Bu sebeple İşçi Demokrasisi Partisi olarak tüm işçi ve emekçileri sendika ve meslek örgütlerinin çağrıcısı olduğu yardım seferberliğine dahil olmaya davet ediyoruz. Emek örgütlerinin yardım seferberliğinde başı çekmeleri ve koordinasyon sağlamalarının hayati bir önemi bulunmaktadır.
Bu iki öncelikli adım, alınmayan tedbirler sonucu deprem ve soğuğun insafsızlığına terk edilen emekçi halkımız için hayat kurtarıcı olacaktır. Bugün her şeyden önce tüm devlet imkânlarının ve ülkenin kaynaklarının gerçekten de depremden zarar gören emekçi halk için seferber edilmesi ve takip eden süreçte depremden etkilenen halka yardımların iletilmesi görevleri söz konusudur.
Bu acil görevleri yaparken yakın dönemde inşa edilmiş olmasına rağmen bugün depremde hasar gören yollar, hava limanları, kamu binaları ve konutların projelerine onay veren, bunların müteahhitliğini yapan kurum ve şirketlerin tüm kayıplarımızın gerçek sorumluları olduğunu, depremin değil, bir avuç zengin için hazırlanan projelerin öldürdüğünü asla unutmayacağız!