İstanbul’da kâr amaçlı değil, ihtiyaç odaklı; sermayeden değil, emekten yana bir belediyecilik! 

Kâr amaçlı değil, ihtiyaç odaklı! Sermayeden değil, emekten yana bir belediyecilik! 

Biliyoruz; emekçiler seçim değil, geçim derdinde. Ve yine biliyoruz geçim derdimizin nedeni sermaye düzeni! Bu sermaye düzeninin şoför koltuğunda 21 yıldır AKP oturuyor. Ve 31 Mart yerel seçimlerine AKP iktidarının sorumlusu olduğu çok ağır bir ekonomik ve sosyal yıkım altında giriyoruz.  

14 Mayıs seçimleriyle iktidardaki ömrünü uzatmayı başaran AKP şimdi 2019’da kaybettiği belediyeleri geri alma derdinde. Oysa AKP’nin beş yıl önceki yenilgisi, Tek Adam rejiminin emekçi halkın hiçbir somut sorununa çözüm üretemediği bir dönemin bilançosunu yansıtıyordu. İktidarın bilançosu bugün dünden de kötüdür. On binlerce canımızı kurban verdiğimiz Maraş depremleri tek başına bunun delilidir. 

Ne yazık ki beş yıl önceki yerel seçimlerin galibi olan Millet İttifakı partileri de emekçiler için çözüm üreten çizgiden ne kadar uzak olduklarını ispatlayan bir miras bıraktılar. Emekçilerin taleplerini dikkate almayan, sinik ve renksiz muhalefetlerinden ötürü, 14 Mayıs seçimlerinin de kaybedeni oldular. Bu yüzden daha önce olduğu gibi 31 Mart yerel seçimlerinde de düzen partilerinin güvenilmez ve desteklenemez olduğunu tekrarlıyoruz. Emekçilerden sermaye partilerine oy yok! 

İşçi Demokrasisi Partisi olarak, işçilerin ve emekçi halkın ihtiyaç, çıkar ve taleplerini esas alan; Kürt halkının ve tüm ezilen kesimlerin demokratik taleplerini sahiplenen; kadınların ve lgbti+’ların ihtiyaçlarını önceleyen; ekolojik yıkımların karşısında duran bir belediyeciliği savunuyoruz. Böyle bir yerel yönetim çağrısı,  

  • kentlerin depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi ve barınma krizinin çözülmesi  
  • toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı politika ve hizmetlerin sağlanması  
  • herkesin parasız sağlık ve eğitime, kâr gözetmeyen güvenli toplu ulaşıma erişmesi;  
  • ekolojik yıkıma karşı mücadele planının oluşturulması; 
  • belediye çalışanlarına ve bütün emekçilere insanca bir ücret, sigorta ve sendika hakkı sağlanması  

yönündeki mücadelemizi güçlendirebilir ve belediyelerde emekçi denetimi ile yönetiminin yolunu açabilir. Bu tür bir yerel yönetim, emekçi halkın yerel örgütlenmelerine dayanmak durumundadır. 

Bu eksende, “kâr amaçlı değil, ihtiyaç odaklı; sermayeden değil, emekten yana bir belediyecilik” anlayışını güçlendirmeye devam etmek adına TİP listelerinden Manisa ve İstanbul’da kendi işçi adaylarımızla seçimlere katılıyor, ülke genelinde başta TİP olmak üzere sosyalist, emekçiden, Kürt halkından ve ezilenlerden yana adayları destekliyoruz.

Adaylarımız 

Bektaş Deneri, Ataşehir Belediye Meclisi adayı, öğrenci

“Ataşehir Belediyesi’ndeki önceliğimiz, emekçilerin vergileriyle, kazançlarıyla oluşturulan kaynakların denetlenmesi için mücadele etmek olmalı. Şeffaf belediyeciliğin şartı açık defter politikasıdır. Bütün defterler açılmalıdır. Kaynaklar emekçilerin denetimi altında olmalı. Çünkü insanca yaşamamızı sağlayacak kaynak mevcut, yalnızca bu kaynağın belediye şirketlerine, patronlara peşkeş çekilmesini engelleyebilmeliyiz. Bu nedenle kaynaklar üzerinde emekçilerin kuracağı gerçek bir demokratik denetimin olmasını talep ediyoruz. Gizli meclis toplantıları son bulmalı, emekçiler mahalle meclisleriyle belediyelerin denetimine ve yönetimine dahil olmalı. Seçmenler, seçtiklerini gerekirse geri çağırabilmeli.” 

Veysel Dönmez, Eyüp Belediye Meclisi adayı, kargo işçisi

“Eyüp ilçesinde soylulaştırmaya karşı kamusal belediyecilik! Eyüp’ün emekçi mahallelerinde geçim derdinde olan işçilerin sorunlarını birlikte tartışıp birlikte çözüm bulmak istiyoruz. İşçinin sorununu işçi çözer diyoruz!  

Sermayenin şirket belediyeciliğine ve o belediyelerin rant meclislerine karşı, açık, denetlenebilir ve emekten yana bir belediyecilik için adayım! İşçiden alınanların işçiye geri verilmesi amacıyla emekçiler için kaynak var diyoruz.

Eyüp’te erişilebilir sosyal alan, depreme karşı dayanıklı, ucuz ve ulaşılabilir konutların yapılması, gıda enflasyonuna karşı güvenli ve ucuz gıda için mahalle lokantaları talep ediyoruz.” 

Mustafa Kemal Güllüoğlu, Kağıthane Belediye Meclisi adayı, tekstil işçisi 

“Yıllardır Kağıthane’de yaşayan bir tekstil işçisi olarak, sermayeden değil, emekten yana bir belediyecilik için adayım. 

Kağıthane’deki plansız ve çarpık kentleşme sorunu sermayenin düzen partileriyle çözülemez. İlçemizde kentsel rant ve planlama eksikliği sebebiyle kendi kendine yıkılan binalar var. İşçi denetiminden, şeffaflıktan uzak  bir düzen belediyesi, nitelikli, depreme dayanıklı ve ucuz konut sağlayamaz. Barınma ve konut sorununu işçiler çözer diyoruz!  

İlçemiz birçok etnik kimliği barındırmaktadır. İlçe sakinlerinin anadillerinde hizmet alması bir haktır. Kürt halkının ve tüm ezilen kesimlerin demokratik taleplerini sahiplenerek çok dilli belediyeciliği savunmak için adayım!”

Merve Şanlıdağ, Kadıköy Belediye Meclisi adayı, çevirmen ve Kadın Dayanışması üyesi 

“Kadıköy’de toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, emekten yana, ihtiyaç odaklı ve bu doğrultuda çözüm üreten bir belediyeciliğe ihtiyacımız var! Her mahallede 7/24 hizmet veren kreş, çamaşırhane ve bakımevlerine ihtiyaç var. Sağlıklı, ucuz ve temiz yemeğin servis edildiği yemekhanelere, lokantalara ihtiyaç var. Erkek şiddetine maruz kalan kadınlar için sığınmaevlerine, cinsel şiddet kriz merkezlerine ihtiyaç var. Kadınların ve lgbti+ların temel sağlık hizmetlerine ücretsiz ve ayrımcılığa uğramadan erişebilmelerine ihtiyaç var.  

Bu taleplerimizin daha görünür kılınması için belediyelerde kadın temsiliyetinin azlığına bir son vermemiz ve eşit temsil, söz ve karar hakkımızı savunmak için mücadele etmemiz gerekiyor. Kadınların belediyelerde karar alma ve denetim süreçlerinde yer almaları gerektiğini savunuyoruz.  

Kadıköy Belediyesi’nin aynı zamanda İsrail’in Petah Tikva Belediyesi ile arasında kardeş şehir anlaşması mevcut. İşgalci, soykırımcı İsrail’in suçlarını aklama işlevi gören bu anlaşma ivedilikle sonlandırılmalıdır. Kadıköy Belediyesi, haklı mücadelesinde Filistin halkının tarafında yer almalıdır.” 

Enes Karakaş ve Alp Ata Türkoğlu, Sarıyer Belediye Meclisi adayları, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri 

“Gençliğin patronlara verecek ne bir oyu, ne de bir kuruşu var. Bu seçimlerde, geleceğimiz adına birlikte seferber olabilmemiz için adayız. Belediyelerin, il dışından gelmiş olan veya eve çıkma durumu olmayan öğrencilere ücretsiz yurtlar sağlaması için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Yine belediyeler, bünyesinde açacağı ve kâr amacı taşımayan yemekhanelerle işçi gençlere ve öğrencilere ücretsiz ve sağlıklı gıda sunmalıdır. İşçilerin ve öğrencilerin boş zamanlarında faydalanabilecekleri parasız kültür ve spor kurslarının; aynı zamanda, isteyen her gencin istediği saatte ulaşıp faydalanabileceği nitelikli kütüphaneler ve çalışma salonlarının kurulmasını talep ediyoruz. Belediyelerde öğrenciler ve işsiz gençlik için istihdam olanakları yaratılmalı; masraflarını patronların karşılayacağı ve işçilerin kontrolü altında olacak olan eğitim ve zanaat kursları açılmalıdır. Gençliğe insan onuruna yaraşır bir gelecek kazandırmak mümkün.”

Yerel yönetimlerde neyi savunuyoruz? 

  • Mahalle ve halk meclisleriyle belediyelerde emekçi denetimi ve yönetimi! 
  • Gizli meclis toplantılarına, ihalelerin yandaş patronlara verilmesine, yolsuzluklara son! Tüm faaliyetler, defterler ve kayıtlar halkın denetimine açılsın! 
  • Barınma tüm emekçilerin toplumsal hakkıdır! Herkes için nitelikli, depreme dayanıklı sağlıklı konut! Boş konutlar ve inşaat tekelleri kamulaştırılarak depreme dayanıksız konutlarda yaşayanlara sağlıklı barınma olanağı sunulsun! 
  • Tüm altyapı yenilenerek, çeşmelerden sağlıklı ve parasız içme suyuna erişim mümkün hale getirilmelidir!
  • Her mahalleye kreş, yemekhane ve çamaşırhane! 
  • Her mahalleye kadın dayanışma merkezleri ve sığınma evi! 
  • Çevreyi kirleten, kurallara uymayan tüm işletmeler işçi denetiminde kamulaştırılsın, emekçiler ve doğa korunsun! 
  • Güvenli, kâr gözetmeyen bir ulaşım için toplu taşımacılık! Özel otobüs-dolmuş rantı değil, belediye otobüsü ve güvenilir raylı sistem! 
  • Taksi plakası rantına, taksilerde güvencesiz çalışmaya ve mafyalaşmaya son! Plakalar kamulaştırılsın, şoförler kamu çalışanı haline gelsin, taksiler güvenilir ve daha ucuz hale getirilsin! 
  • Belediyelerdeki yozlaşmanın sebeplerinden olan hizmet alımı sözleşmelerine, sözleşmeli işçiliğe, taşeronlaşmaya son! Belediyede yapılan tüm işler asli iştir. Tüm taşeron ve sözleşmeli işçiler belediyenin kadrolu işçisi olmalıdır! 
  • Vergi patronlardan, zenginlerden alınsın! Yolsuzluk yapanın malları kamulaştırılsın! Kaynaklar patronlara değil emekçilerin hizmetine! 
Emekçiler Yönetmeli!

Yorum Yapabilirsiniz